31 seven herkese selam. Ben başımdan 4 yıl evvel geçen inanılmaz bir olayı size anlatmak istiyorum. Aslında ben bu işi (Röntgen işini) kendi içimde, kimseye ziyan vermeden yaşıyordum. Lakin bakın neler oldu, neler…
Herşey bundan tam 4 yıl evvel başladı. Bizim karşı dairemize yeni evlenen bir çift taşındı. Adamın ismi Ali, 25 yaşındaydı, bayanın ismi Fatoş, 23 yaşındaydı. Hatta konuta birinci girişleri gelinlik ve damatlıkla olmuştu. Ben farkettim ki bunların yatak odası tam benim yattığım odanın bitişiği. O günden sonra gecelerim uykusuz geçmeye başladı. Yeni evli olmalarından ötürü şiddetli sikişmeleri beni çıldırtıyordu. Birde karşı dairenin banyo penceresi ile bizim banyo penceresi tıpkı havalandırmaya baktığından, klozetin üzerine çıkıp bakınca karşı banyonun içi ve yatak odasının bir kısmı gözüküyordu. Ben bu karı kocanın birçok sikişmelerini izledim. Bilhassa bayanın banyo yapmalarını. Bazen bayanı mastürbasyon yaparken bile izledim. Benim bir de küçük el kameram vardı, bunların kimi sikişmelerini ve bayanın banyo yaptığını, mastürbasyon yaptığını manzaralarını bile kaydetmiştim. Fakat inanın bayana acıdım, adamın siki benimkinin nerdeyse yarısıydı. Ben kendi sikimi pek büyük bulmazken, bu türlü taş üzere bir bayana yazık oluyordu.
Zamanla karşı komşu olma durumuyla, annemle karşıdaki bayan ortasında samimiyet ilerlemişti. Ancak ben pek karşısına çıkmak istemiyordum, demiştim ya kendi içimde yaşıyordum ben herşeyi diye. Ama bir gün annem, “Oğlum Fatoş yengen bilgisayar almış, bir bak, ayarları falan yapılacakmış!” dedi. İçimden (Nereden yengem oluyor amına koyduğumun karısı?) dedim. Daha evvel hiç meskenlerine gitmemiştim onların. Neyse, biraz parfüm sürüp, saçımı düzelttim, zati her vakit temizimdir, her gün kesinlikle banyo yaparım.
Gittim zillerini çaldım. Kapı açıldı. Tanrım! O anda dizlerimin titrediğini hissettim, bu ne hoşluk. Hiç bu kadar yakın olmamıştım ben bu bayana. Göğüsler dolgun, saçlar omuzunda saman sarısı, gözler mavi yeşil ortası, dolgun kalçalar. Giydiği tişörtten göğüslerinin dolgunluğu nasıl da aşikâr oluyordu. “Hoş geldiniz, beyefendi!” dedi, hafif alaycı bir ses tonuyla, “Gel bakalım, sen üniversiteye gidiyormuşsun, bilgisayardan anlarsın herhalde?” dedi. Ben de mühendislik okuyorum (Ne mühendisi olduğumu söylemek istemiyorum, bu türlü bir kıssanın içinde geçmesin ve meslektaşlarıma ayıp olmasın diye!). “Evet, son sınıftayım.” dedim. “Ama çok genç duruyorsun!” dedi. “Zaten gencim, 23 yaşındayım ben!” dedim. “Yok yok, 19-20 üzere duruyorsun!” dedi. “İyi işte, yaşlanınca da genç gösteririm!” dedim. Hafif gülümsedi, “Erkeğin geç yaşlananı makbüldür!” dedi.
Neyse, bilgisayarını gösterdi. Dizüstü Bilgisayar almışlar. “İyi yapmışsınız, gittiğiniz yere taşıyabilirsiniz.” dedim. Bilgisayara Fare’yi taktım, “Bunu kullanın, rahat edersiniz.” dedim. Ama utanır üzere oldu. Kullanmayı bilmediğini söyledi. Elini Farenin üstüne koymasını söyledim. Elimi onu elinin üstüne koymamla aramızda bir elektrik oldu. Ben ona nasıl kullanacağını öğretiyordum. “İnternetiniz yok, şimdilik müzik dinlersiniz, oyun oynarsınız, sinema izlersiniz…” dedim. “Hee, ben sinema izlemeyi çok severim!” dedi. “Ozaman meskenden benim Harici Hard-Disk‘i getireyim, birkaç sinema kopyalayayım size!” dedim, çok sevindi.
Gittim Hard-Disk’i getirdim, 3 tane sinema kopyaladım, nasıl izleyeceğini gösterdim. “Bunları seyredin, daha isterseniz, benim Hard-Disk‘ten veririm size!” dedim. Bayan uyanıktı, anlattıklarımın hepsini anlıyordu, bayağı öğrenmişti. Kalkıp meskene geldim, doğruca odama gidip, daha evvel onun kocasıyla sikiştiği manzaraları izleyerek 31 çektim. O denli bir boşaldım ki, her yer battı, yatak, halı, dolap daima döl oldu. Çabucak temizledim odayı ve fantaziler içinde uyumuşum.
Sabah kalktım, banyo yapıp okula gittim. Akşamüzeri konuta geldim, odama girince benim Hard-Disk’imin olmadığını gördüm. “Anne burdan birşey aldın mı?” dedim. “Şey oğlum, Fatoş yengen geldi, dün ona sinema vermişsin birşeyin içinden, ben bilemedim, girip kendisinin bakmasını söyledim, odana girdi aldı o şeyi götürdü! Sen söylemişsin, tekrar veririm diye, o yüzden verdim.” dedi. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. O Hard-Disk’te pørnø sinemalar, benim bir kızla sikişme kaydım, daha değerlisi Fatoşun kendi sikişme kayıtları, banyo ve mastürbasyon kayıtları vardı. Çabucak banyoya girdim, onların banyo penceresinden içeri baktım. Ne göreyim, Fatoş yatak odasına getirmiş Laptopu, çırılçıplak oturmuş, birşeyler izleyerek mastürbasyon yapıyordu. Demek ki bulmuştu benim hazineleri…
Hemen toparlandım kapılarına gittim, zili çaldım. Evvel kapı açılmadı. Sonra kapının dürbünü karardı, herhalde kim geldi diye baktı. Sonra kapıyı açtı, elini uzattı ve beni içeri çekti. İte ite yatak odasına kadar götürdü. Yatağa itti, üstüme çıktı ve “Demek beni izliyorsun ha? Söyle, beni sikmek istiyor musun?” dedi. Ben üzerimdeki şaşkınlığı attım, “Hemde nasıl!” dedim. Aslında çıplaktı, yumuldum göğüslerine. Ne kadar yumuşak, hoş kokulu, dipdiri göğüsleri vardı. Isırdım, yaladım, emdim, mosmor oldu göğüsleri. O da sikimi çıkarttı pantolondan ve “İşte bu!” dedi, başladı sikimi yalamaya. “O kızı siktiğin üzere sik beni!” dedi. Benim kızla sikişmemi izlemiş orospu. Çabucak çevirdim Fatoş yengeyi yüzüstü, gerisinde yerimi aldım. Sikimi amına sürtmeye başladım ve bir anda amına kökledim. Bu bir Ahhladı ki, bizim konutta annem duymuştur herhalde. Ben amından çıktım, ses gitmesin diye hemem odanın kapısını kapadım ve bir daha kökledim amına, mecnun üzere sokmaya başladım. Fatoş yenge Ahhh’lar, Ohhh’lar derken kemikleri kırılmış üzere kaldı ve orgazm olmaya başladı. Ben de çok geçmeden içine oluk oluk boşalmaya başladım. Fakat o denli şiddetli boşalıyordum ki, canım sikimde atıyordu resmen.
Sonra sırtüstü çevirdim Fatoş yengeyi. Bana, “Sikin kocamınkinden büyük, tam oturdu içime!” diyordu. Ben bu ortada amını yalamaya başladım. Başımı bastırıyordu amına. Ben doğruldum ve sikimi tüm haşmetiyle gözünün önüne serdim. Gözleri büyüdü, “Kocam birde erkeğim diye dolaşıyor!” dedi. Benim sikimle kocasının siki ortasında büyük fark vardı. Ben amına hizaladım sikimi ve yeniden bir seferde kökledim buna. Birbirimize büsbütün kenetli, lakin yalnızca bellerimiz işler formda birbirimizin oluyorduk. Fatoş yenge o kadar zevke geldi ki, benim boynumu falan ısırdı, kalçamı tırmık içinde bıraktı. Ben de onun göğüslerini, baldırlarını, kalçasını sıktıra sıktıra kıpkırmızı etmiştim. Sikim içinde büyüdükçe büyüyüp, sikimin ucu güya içerde bir yere değiyormuş üzere olunca, Fatoş yenge çıldırmaya başladı zevkten…
10 dakikaya yakın sokup çıkardım amına. Fatoş yenge birden derin derinden Ohhh’lamaya başladı. Herhalde orgazm olacaktı. Ben de biraz daha hızlanıp, yeniden boşalmaya başladım. İkimiz de çıldırmışcasına boşalıyorduk ve yatakta kıvranıyorduk. Sikim içinde küçülmeye başlayınca dışarı çıkarttım. Çabucak banyoya gidip temizlendim. Yakalanmak istemiyordum. Fatoş yenge, “Nereye gidiyorsun?” dedi. “Kocana yakalanmayalım!” dedim. Gülerek, “O çalışıyor, gece vardiyasında!” dedi. O denli deyince ben oturdum yatağın kenarına. Sarıldı bana, “Söyle bakalım, ne vakittir sikmek istiyorsun beni?” dedi. “İlk buraya geldiğinizde, gece birinci sikişme seslerinizi duyduğumdan beri!” dedim. Yatak odalarının benim odamın çabucak yanı olduğunu ve banyodan onların banyosunun ve yatak odalarının gözüktüğünü söyledim. Sonra onları izleyip, bilmem kaç kez sikiştik sabaha kadar.
Sabah yorgunluktan bitap formda gittim meskenime. Anahtarla açtım kapıyı ve odama gittim yattım. Annem bir hışımla girdi odaya, “Neredesin sen?” dedi. “Arkadaşımdaydım!” dedim. Anlamıştı birşeyler karıştırdığımı, ancak karşı dairedeki ‘Fatoş yenge’ ile sabaha kadar sikiştiğimi bilmiyordu alışılmış. Esasen benim de o gece birinci ve son oldu, birdaha Fatoş yengenin yanına gitmedim. Türlü mazeretlerle anneme çağırttığında bile gitmedim. Derken, Fatoş yengenin kocasıyla ortası bir anda bozuldu, ayrılmanın eşiğine geldiler. Odamdan kavgalarını duyuyordum. Fatoş yengenin, kocasına, “Beni doğru dürüst sikemiyorsun bile!” dediğini duydum bir seferinde. Ve sonunda boşandılar ve taşınıp gittiler.
Geçenlerde (Bundan 2 hafta önce), akşam işten gelirken tesadüfen gördüm Fatoş yengeyi. Çabucak bana seslendi. Ayaküstü biraz sohbet ettik. Bir mağazada satışta çalışıyormuş. Kocasıyla ortasının, benimle seviştikten sonra bozulduğunu söyledi. O gece onun konutuna gidip kusursuz bir gece yaşadık. Sabah ikimiz de işlerimize gittik. Birbirimize bağlı değiliz, 2 gün evvel yeniden bir arada olduk, ancak aşk falan yok aramızda, yalnızca sikişiyoruz. Böylesi nitekim en güzeli!
